Luis Bazin

Aralık 13, 2022 Kapalı Yazar: halukharunduman@gmail.com


Ahmet Buran

Fransa’da Doğu bilimi (Orientalism) ve Türklük bilimi (Turcologie)

Doğu bilimi (orientalism, şarkiyatçılık) Avrupalıların doğuyu ve doğu toplumlarını tanıma çabalarının sonunda ortaya çıkmıştır. Kaşgarlı Mahmut’un 11. yüzyılda yazdığı Divanü Lügati’t-Türk adlı muhteşem eser ile başlayıp günümüze kadar süregelen geleneksel Türklük bilimi çalışmalarını bir yana bırakırsak, çağdaş anlamda Türklük bilimi (Türkoloji) de doğu bilimi içinde doğmuş, gelişmiş ve bir sistematik kazanmıştır.

17. yüzyılda Cizvit papazlarının farklı amaçlarla başlattığı Sinoloji çalışmaları içinde gelişen Türklük bilimi, Avrupa ve Rusya’da 19. yüzyılın ortalarından itibaren ayrı bir araştırma alanı hâline gelmiştir. Fransız Sinoloğu Joseph de Guignes’in 1748 yılında yayımlanan  “Mémoire Historique sur L’origine des Huns et des Turcs”, adlı Hunların ve Türklerin kökenini anlatan kitabı, bu bağlamda Türkler hakkında yazılan ilk eserdir. De Guines daha sonra “Hunlar, Moğollar, Türkler ve Diğer Batı Tatarlarının Genel Tarihi” (1756-1758) adlı üç ciltlik bir eser daha yayımlamıştır. Dünyada bilimsel anlamda ilk “Türkoloji Kürsüsü” 1795 yılında Paris’te “Ecole des Languages Orientales Vivantes”ta kurulmuştur. Bu kürsü ile birlikte Türkoloji kurumsal olarak ele alınmaya başlamış ve Fransa’da kurulan bu Türklük bilimi kürsüsünü Rusya’da (1814), yine Fransa’da (1821), Macaristan’da (1870) ve İngiltere’de (1906) kurulan diğer kürsüler ve enstitüler takip etmiştir. Dolayısıyla Avrupa’da “Oryantalizm”in ve “Türkoloji”nin bir sistematik kazanmasını sağlayanlar, öncelikle Fransızlar olmuştur. Bu cümleden olarak Türklük biliminin önce Fransa’da daha sonra diğer Avrupa ülkelerinde geliştiğini söyleyebiliriz.

Devamı için