İsveç Tarihinin Babası Yazdı: Viking Tanrısı Odin Türk çıktı | Kaan Arslanoğlu | ODATV
Abdullah Gürgün’ün yeni baskıları yapılan iki kitabını tanıtıyorum. “İsveççenin Türkçeyle Benzerlikleri, Sven Lagerbring, 2008” ve “İsveçlilerin Türk Kökenleri Üzerine 2011”. Bu kitaplar üstüne kendisiyle bir söyleşi gerçekleştirdim.
Böyle kitaplar insanı sinirlendiriyor. İlk yayım tarihleri hayli eski. O zamandan bu yana Avrupa entelajanlığında ve Türkiye ayağında hiçbir şey değiştirmemiş! Gerçi bunları ilk diyenlerden biri Sturlesson, taa.. 12. yüzyılda yazmış. O zamandan beri de bir şey değişmemiş! Entelektüel, hatta “aydın” dediklerimizin çok büyük çoğunluğu hangi otlağa salarlarsa oradan melodik meleyen insanlar. Onların hakkından ancak gerçek aydınlar gelir ve gelecek. Tüm el, kol, ağız bağlayan engellere karşın…
Bu insanlar hikaye değil. Biri İsveç tarihçiliğinin babası (1707-1787): Sven Bring. İlk İsveç tarihini yazıyor. Lund üniversitesi rektörü. Yaptığı çalışmalardan ötürü Krallık ona soyluluk unvanı veriyor, Lagerbring oluyor. Öteki İzlanda destanlarının babası: Snorre Sturlesson. İkisi de açık açık “Biz Türküz” diyorlar.
Lagerbring’in yazdıkları şaşırtıcı ölçüde dobra ve sanki şu an konuşuyor:
“Bizim atalarımız Oden’in yoldaşları Türklerdir. Bu konuda elimizde yeterli kanıt var… Liderlerimiz rahatlıkla atalarımızı Türkler ve Tatarlar olarak gösteriyorlar. Ancak bazı dürüst kişilerin ve hatta asil kişilerin buna öfkelendiklerini biliyorum. Onlar bu kökeni yeterince onur verici bulmuyorlar. Bir tarihçinin en önde gelen rehberi ve amacı gerçektir: bu şekilde onur kazanmak çok daha iyidir. Kendini ve yandaşlarını yalanlarla kandırmak; işte asıl bu tuhaf bir onursuzluktur. Bir de kim Türklerin öteki haklardan daha onursuz bir halk olduğunu söyleyebilir ki? Eğer onur sağlayan koşullar olarak zaferler ve ülke fetihleri görülüyorsa ki yapılan kabaca budur; Türkler ve Tatarlar kadar bu koşulları yerine getiren halk fazla değildir…
Onur verici olup olmadığı endişesi olmadan söyleyelim, Oden ve yanındakiler Türk’tüler. Bu tümceyi olduğu gibi kabulleniyorsak ya da hiç değilse mümkün görüyorsak bunun sonucu olarak İsveççede de Türkçeyle benzerlikler görmemiz kaçınılmazdır…
Türkler diğer pek çok akraba halklar gibi göçebeydiler. Büyük bir olasılıkla o nedenle “gezgin göçer” anlamındaki İbranice schut sözcüğünden esinlenerek schyther (İskitler) olarak anılmışlardır… Oden önce Almanya’da durdu. Oradan Danimarka’ya geçti ve İsveç’te durdu… Bu Sturlesson’un kendi anlatısıdır ve Almanca, Danca ve İsveççenin temelde aynı dil olduğu konusunda tam bir neden sunar. İngilterelilerin atası Anglosaxonların kökeni de aynı şekilde Oden’e uzanır. Onların dilleri de aynı Asyalıların ve Türklerin dilinin bir dalıdır.”
Şimdi, halen İsveç’te yaşayan Abdullah Gürgün’e ilk sorumuzu soralım…
Ortaya döktüğünüz sağlam belgeler karşısında iyi niyetle tarih-dil biliminde bir şeylerin değişeceğini bekliyorsunuz. Büyük engellerin farkındasınız ama kitaplarınıza gösterilen ilginin artarak süreceğini umuyorsunuz. İlk yazdığınızdan beri epeyce zaman geçmiş. Şu anda ne düşünüyorsunuz?
Bence kitaplar görevlerini yaptılar. Benimle yazışanlar oldu. Birçok Türk genci Türkiye’de ve yurtdışında kitaplardan esinlenerek Türklerle diğer halkların bağlarını araştırmaya başladılar… İki örnek vereyim. Almanya’da yaşayan, benden önce söyleştiğiniz Çağıl Çayır İsveççenin Türkçe ile Benzerlikleri kitabımızdan ve runik yazılar konusunda Mehmet Turgay Kürüm’den yaptığım alıntılardan esinlendiğini açıkladı. Emre Aygün isimli bir kardeşimiz İsveç’te beni ziyaret etti. Kendisine İzlanda’ya gidip orada araştırma yapmasını, İzlandaca öğrenmesini önerdim. Gitti. Türkiye’de Viking Araştırmaları Derneği kurdu. Çok güzel makaleler yazdı. Egil’in Saga’sı çok önemli, onu çevirdi. İsveçliler de ilgilendi. Bu ilgi devam ediyor. Edecek de… Artık bugün, Türkler, Türk dil ve yazıları, bunların diğer halk, dil ve yazıları ile bağları konularında mükemmel araştırmalar yapılıyor. Araştırmacılarımızın işbirliği içinde birbirlerini tamamlayarak bu çalışmaları ilerleteceklerini düşünüyorum. Yani ilgi çığ gibi olmasa da kartopu gibi yuvarlanıp büyüyor. Yeni araştırmalar daha yenilerini peşinden getirecek.